18 Nisan 2017 Salı

CABOTINE DE GRES PARFUM

                         90' lı yılların efsane kokularından biri olan Cabotine de Gres parfüm blogda bugünün konuğu. Çıktığı yıllarda gerek içerik gerekse şişe tasarımıyla oldukça sansasyon yaratan koku, şimdilerde nostaljik ya da büyükanne kokusu olarak adlandırılsa da bir dönem her yaş grubundan çok seveni vardı. Ben yıllar sonra tekrar denemek istediğim için kış başında kullanıp bitirdim, şuradaki bitti - gitti yazımda yazmıştım hatta. Şimdi bakalım benim bu koku hakkındaki fikirlerim nelermiş?  


 






               Parfüm aslında  1930 yılların aslında cok da adı duyulmamış ama Fransa ordusu da dahil  pek  çok farklı alanda çalışmalar yapmış bir modaevinin sahibesi Cabotine Cabochard' a ait. Parfüm    işi  ile  hiç ilgilenmezken, 1950' lerden sonra tekrar adını duyurmak ister ve farklı ürünler  tasarlamaya başlar. 90' lı yıllarda bu parfümü yaratırken -  o yılları yaşadığı için belki de - genç, milliyetçi, özgürlükçü, çalışkan ve yaşam enerjisi dolu olan kadınlara ilham olsun ister ve Chiristian Dior, Givenchy gibi ünlü moda evlerinin meşhur burnu, ünlü parfümör, Jean - Claude  Delville ile    birlikte çalışır.                                                                                                                                                   
             Parfümün notalarına gelince, ana hatlar çiçekler özellikle Himalayalar'da yılda bir kez açan Ginger Lily etrafında dönse de pek çok farklı meyvenin de buluşmasından oluşuyor. Bu kez liste biraz kalabalık olduğu için üst nota, alt nota diye sıralamayacağım ancak birkaç tanesini sayarsak; zambak, zencefil, mandalina, portakal, üzüm, armut, erik, sümbül, frezya, sedir ağacı, vanilya gibi gibi kokular harmanlanmış.    
       Kokunun silajı oldukça iyi olmasına rağmen kalıcılığı benim tenimde çok az oldu. Bu nedenle 1 - 3 saat aralığında tazelemem gerekti. Sıktıktan sonra çok kalıcı olduğunu söyleyenler ya da birkaç dakika sonra çok ağır geldiği için sevmeyenleri de olmuş tabii ama malum parfüm her tende şekil değiştiren bir şey ve özellikle temiz cilde kullanılması önerilir ki net ve güzel  sonuçlar alınabilsin.                   Parfümün hem karton ambalajını hem de şişe tasarımını çok beğendiğimi söylemeliyim ki yine şişe ve kapak tasarımı aslında bir grafik tasarımcı olan şişe tasarımcısı Thierry Lecoule ait. Unutmadan her ne kadar ben ülkemizde hiç denk gelmesem de Cabotine parfümün kapağı beyaz, sarı, pembe, mavi ve siyah gibi birkaç çesit flanker dediğimiz farklı versiyonu da mevcut. Cabotine parfümlerin üretici firması ise arşivinde pek çok kendine özel aromatik yağ özlerini barındıran İsviçreli Art & Fragrance firmasına ait.   


                          
                                     


                         Orijinal ambalaj üstü bilgileri ise yukarıdaki fotoğraflardaki gibi olan parfümün 100 ml.' lik fiyatı kozmetik marketlerde ortalama 50 - 70 tl. arasında değişiyor.      

Sevgiler ...................   

4 yorum:

  1. Lise-üniversite yıllarında en sevdiğim parfümdü! Yazıyı görünce hevesle okudum; ve canım çekti resmen Berna :) Hatta kokusu burnuma geldi diyebilirim... ben bir ara bakayım eski aşkıma! Öperim!

    YanıtlaSil
  2. Teşekkür ederim. Sevgiler öpücükler canım.......

    YanıtlaSil
  3. Ah çocukluğum gençliğim...

    YanıtlaSil
  4. Sanırım hepimizin ilk gençlik kokusu bu tatlım. Öpücükler....

    YanıtlaSil