30 Haziran 2013 Pazar

ÇOK KIYMETLİ İZLEYİCİLERİM......

                 Çok kıymetli izleyicilerim, işlerini son dakikaya bırakan biri değilimdir ancak bu taşınma işi beni bu kez çok yordu. Bloglovin'e geçme işlemini daha önce yapmıştım ama 1 Temmuz'dan önce bir son dakika hatırlatması yaparak, beni bloğumun ana sayfasında hemen sağ tarafta bulunan Bloglovin ikonuna, Bloglovin bütonuna veya şuraya tıklayarak takip edebilirsiniz. Bloglovin'de görüşmek üzere....

28 Haziran 2013 Cuma

MARKS & SPENCER COCOA BUTTER MOISTURIZING HAND & BODY LOTION

                    Normalde kışın Excipial Lotion Lypo, yazın Johnson Bebe yağı veya Neutrogena Body Oil kullanırım. Özellikle bacaklarımdaki kurumayı ise şöyle tanımlayabilirim, hafif kaşındığı zaman tırnağım bacaklarımda beyaz bir iz bırakır. Bacak ve kollarımda müthiş bir nemsizlik yaşarım. Yaz mevsiminde de durum çok farklı değil. Bol su içmek veya diğer doğal önlemlerin hiçbiri yeterli çözüm olmuyor bu nedenle vücut nemlendirme ürünü mutlaka kullanırım. Yazdığım ürünlerin biri zaten doktorların bile reçetelere yazdığı, cilt için su ve yağ bazlı olarak iki ayrı çeşidi olan güzel bir ilaç. Tabii burada ilaç tavsiyesi vermek doğru birşey değil ama bu ürünü zatan bilenler biliyor ve hatta Hydro versiyonu olan yüz için ideal bir nemlendirici olarak bile tercih edilebiliyor. Diğer ürünlerden biri bebekler için  kullanılabilen ve çok güzel bir nemlendirme sağlayan bebe yağı. Bu ürünlerin hiçbirinde güneş koruması yok  onu belirteyim ama  vücut nemlendirme için ideal, paraben içermeyen ürünler.
                   Yukarıda yazdığım ürünleri, nadiren Avon'un vücut losyonlarıyla aldattığım oluyor. Bazen parfümlerle birlikte promosyon vs.geldiğinde, ancak nemlendirmesi asla yeterli gelmiyor. Sürdükten hemen sonra emiliyor ve ortalama 4-5 saat sonra cildim eski, kuru haline dönüyor.
                 Geçtiğimiz günlerde Marks&Spencer alışveriş kartımdaki puanları kullanmak istediğimde hiç denememiş olduğum vücut ürünlerinden denemek istedim.



               Ürün, bir vücut losyonu ancak klasik losyon kıvamında olmasına rağmen yapısı ve nemlendirmesi, belki kakao yağı içermesi nedeniyle bir vücut kremi düzeyinde. El ve vücut için kullanılabiliyor. Pompalı bir ağzı var ürün miktarını güzel ayarlayabiliyorsunuz.




             Kokusu çok hafif ama bir o kadarda güzel bir kakao kokusu, asla insanın içini baymıyor diğer losyonlara göre kalıcı olduğunuda söyleyebilirim. Bath and Body Works markasının bazı numunelerini denemiştim, cinsine göre değişiyordur mutlaka ama onlar bile çok kalıcı  değildi.




               Rengi hafif krem rengi denilen bejimsi.  Kullanım süresi 24 ay, miktarı 300ml. ne kadar gider bilmem ama diğer ürünlerin 200 ml. olduğunu düşünürsek oldukça büyük. Ürün Polonya'da üretilimiş ve hayvanlar üzerinde test edilmediği ile ambalajın geri dönüşüm ibaresi büyükçe belirtilmiş. İçerik listesinde ise fotoğrafların üzerine tıklayarak büyüttüğünüzde hiç hoş olmayan paraben türevi kimyasalların alt sıralarda yer aldığını görebilirsiniz. Son olarak normal fiyatını bilmiyorum ama çok yüksek olmasa gerek, ben aşılveriş sonrasında edindiğim için 6.99 tl. gibi bir fiyata geldi.  Bu ürünle beraber bir de vücut kremi denemek istedim onuda bir sonraki yazımda yazacağım.

                                      Mutlu günler............                                   

23 Haziran 2013 Pazar

BEN BİR TAŞINIP GELİYORUM!

                Çok nadide izleyicilerim, hafta sonu 18 yıldır yaşadığım İstanbul maceram sona eriyor. Artık İstanbul benim için her fırsatta ziyaret için kaçılmaya çalışılacak, gelmek için bahaneler uydurulacak, çok özlenecek, acı-tatlı anılarla dolu bir şehir olarak kalacak. Bu geçen süre içerisinde her ne kadar İstanbul'un hep çok uzak ve sıkıntılı ama bir o kadar da güzel yerlerinde yaşadığım, çok güzel dostluklar edindiğim ve herşeye rağmen hayatta kalabilmeyi öğrendiğim için çok gururluyum. Bundan sonra yaşayacağım yer İstanbul'a çok yakın bir ilçe olsa da hiçbir şey içinde yaşamak gibi olmayacak artık ama hayat bu, neler getireceği hiç belli olmaz.
                Bu süre içerisinde çok sık olmasa da planlı yazılarım sizlerle olacak, sonrasında ise yeni ürün tanıtımları ve bilgilendirme yazılarım ile geri döneceğim.
               Yan tarafta bulunan ''neredeyim'' bütonuna tıkladığınızda son 5 yıldır yaşadığım ve şu an son saatlerimi geçirdiğim İstanbul'un Beykoz ilçesine bağlı Anadolukavağı Mahallesi' ni göreceksiniz. Birçok İstanbullu'nun haftasonunu geçirmek için kendini çok uzaklardan buralara attığı, temiz havası ve balık restoranlarıyla meşhur Anadolukavağı ile ilgili ayrıca sormak istedikleriniz olursa yorum bırakmanız yeterli.


                Sevgiyle kalın...
              

                 

20 Haziran 2013 Perşembe

YÜZ İÇİN LİKİT ÜRÜN FIRÇALARI - 2 - EVERYDAY MINERALS FLAT TOP BRUSH

                 Oldukça eski fırçalarımdan biriyle devam ediyorum, e.l.f stipple fırçayı rahat kullanamadığımı anladıktan sonra doğal makyajın öncü markalarından biri olan Everyday Minerals markasının fırçalarından birini denemek istedim. Everyday minerals, hayvanlar üzerinde deney yapmayan, içerikleri cilde dost, kapatıcılıkları toz ürünlere oranla daha fazla olan bir mineral makyaj markası. Makyaj ürünlerinin yanı sıra fırçaları da mevcut, hatta oldukça geniş bir fırça ailesi var.




               Flat top fırça; markanın en popüler fırçalarından biri, iki renkli ama hepsi aynı boyda olan, yoğun bir kıl yapısına sahip. Düz uçlu oluşu ise benim en sevdiğim özelliklerinden biri çünkü bu düz yapısıyla yüzüme tam oturuyor.




        O kadar yoğun kıl yapısına sahip olmasına rağmen benim kullandığım en en en yumuşak fırçalardan biri. Yumuşaklığıyla adeta yüzünüzü okşuyor gibi. Fırça ile hem sıvı hem de toz ürünleri rahatça uygulayabiliyorsunuz. Kıl yapısı, ürünleri çok ince ve homojen bir şekilde uygulamanızı sağlıyor. Fondöten, renkli nemlendirici, bb krem asla kalıp gibi durmuyor, çizgilenme vs. oluşmuyor.




           Fırça geldiğinde çok büyük hayal kırıklığına uğradım çünkü çok mini mini bir fırça, ahşap  sapının boyu 7 cm. civarında, ferrulesi gümüş rengi parlak metalden.  Sapında markanın baskısı var ama uzun süredir kullanmama rağmen silinme vs. gibi bir durum olmadı. Yıkama esnasında şimdiye kadar hiç kıl dökmedi. Kullandığım ve çok memnun kaldığım bu fırçanın benim için tek olumsuz yanı sapının kısa oluşu. Daha öncede kısa saplı fırçaları, kabuki vs. dahil kullanamadığımı yazmıştım. Ancak beğenmeyip bir kenara atmış değilim, seyahat fırçası yaptım bunu. Hem likit hem de toz ürünleri uygulayabildiğim için kısa yolculuklarımda makyaj çantamın ayrılmaz bir parçası oldu, makyaj çantamın içinde hijyenik kalmasını istediğim için fırçaya birde minik kap uydurdum. Fotoğraflarda uç kısmı biraz boyalı duruyor, temizlendiğinde tamamen beyaz oluyor, bu ara ben hafta sonu çok sık şehir dışına çıktım ve sonrasında temizlemedim.




          Marka 2008 yılından önce Türkiye'de bulunmuyordu. Sonrasında sanıyorum İzmir'de bir medikal firma temsilciliği aldı. İlk başlarda çok ilgililerken çok uzun zamandır telefonlarına bile ulaşılamıyor ve ürünlerin % 70'i stokta değil. Ancak yine de markanın Türkiye'deki sayfasına ulaşmak isteseniz buraya tıklamanız yeterli. Online alışveriş siteleri bazen Everyday Minerals kampanyaları yapıyor, görüyorum ama fiyatlar orijinal fiyatından biraz daha yüksek, sanırım tedarikçi firma farklı ama yine de beklemek istemezseniz tercih sizin.

14 Haziran 2013 Cuma

BİO - DER TÜY AZALTICI DEO ROLL - ON

           ( Çok nadide izleyicilerimin arasındaki erkek okuyucularımın okumadığına kesinlikle emin olduğumdan bu ürünün yazısını yazıyorum, okusalar da yabancı değiller artık biri eşim diğer ide ablamın eşi).
            Hakkında yazmaya nereden başlasam bilemedim bu ürünün. Öncelikle ürünü 2 aydan fazla bir süredir kullanıyorum, yorumlamak için iyice bekledim, iyi gözlem yapmak istedim. Kimseyi yanlış yönlendirmek istemiyorum çünkü, görüşlerimin tamamiyle kişisel olduğunu, azalma durumunun kişiden kişiye farklı seyredeceğini, bu durumun zamana bağlı olduğunu da söylemeden geçmeyeyim.




           Ürünün karton ambalajı bu şekilde, şurada ürünü aldığım zamanı yazmışım, aldıktan ortalama birkaç gün sonra kullanmaya başladım. İlk başlarda çok fazla birşey beklemiyordum açıkçası ancak sonrasında olumsuz yönlerinin çok olduğunu gördüm. Olumlu özelliği ise sona sakladım , olumsuz özelliklerini maddeler halinde yazarsam daha iyi olabilir diye düşündüm.
          1- Ürünün hafif bir kokusu var ancak kesinlikle güzel değil bir süre sonra alışıyor insan gerçi ama sevmeyenlerde olacaktır ayrıca bio-der ürünlerinin genelinde böyle kötü bir koku oluyor hatta bu biraz daha iyileştirilmiş hali diye biliyorum.
          2-  Ürün tüy azaltıcı özelliğinin yanında terleme içinde geliştirilmiş ancak terleme için kesinlikle hiç hiç ama hiçbir faydası yok özellikle benim gibi koku değilde ıslaklıktan şikayetciyseniz ve çok terleyen biriyseniz sizde işe yaramayacaktır.
          3-   Giysilerin kol altında çok kötü bir beyaz iz bırakıyor hatta o kadar kötü ki ya da içinde ne varsa artık yıkadıktan sonra bile bu lekeler geçmiyor. Ben birkaç gün sonra farkettim bu durumu ki üzerinde hergün uygulanır diyor ancak böyle bir durum olunca gündüz kullanmayı bıraktım.   
          4-  Kol altlarında bir miktar kurutma yapıyor ama yanlış anlaşılmasın tahriş değil kuruyan ürün kalıntılarına bağlı bir kuruma.   


                                   


               Ambalajı normal roll-on deodorantlar gibi ancak çok büyük ve biçimsiz seyahatlerde falan kullanıma bence uygun değil. Normal 50 ml. lik bir ürün ama kalın bir kutusu var. Ucu normal bilyeli. Rengi ilk bakışta şeffaf sürüldükten sonra beyazlaşıyor.


       

                                                        Kutu üzerindeki açıklamalar.




Burada da kullanımı;




                Yukarıdada yazdığım gibi bence gündüz kullanıma kesinlikle uygun değil, bu yüzden ben sadece geceleri kullandım hatta leke durumundan dolayı çok sevdiğiniz bir şeyi giymemenizi bile önerebilirim ya da belki kolsuz birşey giyilebilir. Ayrıca epilasyon sonrasında hemen kullanımda herhangi bir yanma, tahriş vs. oluşmadı bu açıdan gerçekten uysal bir ürün. Son fotoğrafta içerik listesine ait. Fotoğrafları büyütmek için lütfen tıklayınız.




           İçerik listesi Allah ne verdiyse cinsinden bildiğim, bilmediğim bir sürü kimyasal.

           Veeee can alıcı nokta daha doğrusu asıl işlevi konusundaki yorumum kesinlikle kutu üzerindeki tüy sayısında % 45 azalma, tüy çıkışında %35 gecikme ve tüy çapında %13 incelme vaadlerinin tamamını yerine getiren bir ürün ancak çok yoğun durumlarda gözle görülür bir sonuç için ortalama 9 aya denk gelen ürün kullanımı öneriliyormuş. İstenmeyen tüyler için son teknoloji veya klasik yöntemler kişisel tercihler doğrultusunda değişiyor. Lazer epilasyonda avantajlarının yanında birçok insan tarafından zararlı olduğu, pahalı olduğu veya ağrı eşiği düşük olanlar tarafından tercih edilmiyor. Sonuçta hepsinin zararlı bir yönü var basit bir ağdanın bile cilt için ne kadar zararlı olduğu ve ne denli tahrişe yol açtığı bir gerçek. Tesadüfen hiçbir beklentim olmadan aldığım ama tüy azaltma özelliğinden oldukça memnun kaldığım bu üründen veya markanın diğer ürünlerinden  olan serum vs. çeşitlerinden belki kışın tekrar edinmeyi düşünebilirim. Bu tür ürünler ne yazık ki bir sürü kimyasal içeriyor evet ama ortalama 11-15 tl. arasında değişen fiyatıyla tercih sizin,  bayii eczanelerden, online eczanelerden veya markanın kendi sitesinden edinmeniz mümkün. Markanın orjinal sayfası  ve diğer ürünleri incelemek için ise buraya  tıklamanız yeterli.

10 Haziran 2013 Pazartesi

BİTTİ - GİTTİ - 1

                   Biten ürünler yazısı yazmayı çok fazla düşünmüyordum ancak taşınma üzeri birikenleri yazayımda öyle atayım dedim. Çok uzatmadan ürünlere geçiyorum, arada yazısını yazmadığım ya da yazmaya değmeyecek ürünler var ancak yinede merak ettiğiniz ürünler olursa yorum bırakmanız yeterli.




 1- Gliss Sıvı Saç Spreyi: Kullanmayan yoktur herhalde oldukça iyi bir ürün, ben çok seviyorum, fön veya düzleştirme yapmadığım zamanlarda kıvırcık saçlarımın çok rahat taranmasını sağlıyor. Her seferinde değişik olanını aldığım oluyor bazen.
2- Sebamed Deodorant Sprey: Yazısı şurada çok aman aman bir ürün değil ama yinede seveni vardır.
3- Nivea Stress Protect Deodorant: Sebamed bitince bunu almıştım aslında güzel bir ürün fena değil ama benim terleme problemimi kesmediği için bir de beyaz iz bıraktığı için bir daha tercih etmeyeceğim. Black and white olanı sanki daha iyiydi belki kışın yeterli gelebilir.  




4- Phytomer Gommage Marin: Yazısı şurada çok memnun kaldığım bir ürün olmuştu bir yerlerde denk gelirsem tekrar alırım.
5- Avon El Kremi: Ta geçen yıldan kalmış bir üründü sanırım portakal ya da narenciye özlü falandı diye hatırlıyorum, ayaklarıma sürüp bitirdim. 
6- Nivea Lip Balm: Özellikle kışın iyi oluyor bazen bunu bazen başka çeşitlerini bazen de farklı bir markayı bittikçe alıyorum. Bana yetiyor çok dudak kuruma problemi yaşamam ben.  
7- Loccitane Gül Özlü El Kremi: Bu minik kremi aslında ipek böceğim bitirdi dibinde kalanı sıkamamış kalanı ben kullandım. Çok güzel bir kremdi, yine kış için harika nemlendiriyordu, kokusuda nefisti ve kalıcıydı çok gül kokusu sevmem ama bu farklıydı biraz.
8- D&R Nemlendirici: Yazısı şurada başarılı bir nemlendiriciydi amacı farklı tabii daha çok renk düzenleme amaçlı bir krem, tahminimden iyi bir ürün olarak karşıma çıkmıştı.
  




 9- Avon Baby Duş Jeli: İpek böceği için almıştım beraber kullandık çok farklı bir özellik sezmedim sadece biraz yumuşattığı gerçek.
10- Avon Herve Leger Parfüm: Günlük kullanım için tercih edilebilecek bir parfüm koku tarif etmek konusunda çok yeteneksiz biriyim ama sanırım şu odunsu diyebileceğim notalara sahip. Kalıcı değil en azında ben de, sıktıktan sonra duymuyorum ve tazelemek gerekiyor.
11- Goldwell Şampuan: Vanilya kutuların birinden çıkmıştı, 3 kullanımlık falan vardı içinde kokusu erkek parfümleri gibiydi çok az olduğu içi farklı bir şey hissetmedim saçlarımda. 
12- Goldwell Saç Bakım Kremi:  Şampuanla beraber gelmişti, şampuandan daha iyiydi ve miktarıda 8-10 kullanım kadar yetti, güzel bir yumuşaklık veriyor




 13- Avon  Süper Drama Mascara: Ne zaman aldım hatırlamıyorum, standart avon rimeli bir numarası yok, çarşıya pazara giderken kirpiklerim rimelsiz olmasın diyorsanız sürülebilir, biraz boyuyor birazda kıvıryor işte ben dolgunluk falan görmedim. Ama çok çok kötüde değil.
14-Max Factor Dudak Kalemleri: Çok uzun zaman önce almıştım, baktım bitecekleri yok yapıları da biraz bozulur gibi olmuş, evde sürdüm sürdüm bitirdim.
       Bunlara ilave  olarak biriktirmeye alışkın olmadığım için poşete atmayı unuttuğum bir Avon- City Rush parfümü ve birde Avon büyük boy vücut losyonlarından bitirdim. Losyonun yarısını zatan daha önceden kullanmıştım ama diğer ürünlerin büyük bir kısmını blogu açtığımdan sonra kullanmaya başladığım ve bitirdiğim ürünler, daha çok makyaj ürünü bitirmek isterdim ama şimdilik bu kadar.

SADECE KÜÇÜK BİR SIZI KALIR !

                Aslında küçük bir sızı değil tabii soru işaretleriyle dolu bir bilinmez, bundan sonra ne olacağını nasıl olacağını kimse bilemiyor kimse tahmin edemiyor belki ama benim bu süreçte gördüğüm çapulcu Türk insanının genç ya da yaşlı 3-O kuralından geldiğidir, nedir bu 3-O derseniz
1-Olması gerektiği yerde
2-Olması gerktiği zamanda
3-Olması gerektiği miktarda, tepkisini ortaya koymasıdır. İstenmeyen durumlar içinse ayrıca çok üzülmekten başka  böyle bir cehaletin bir daha yaşanmamasını dilemekten, sadece iyilik ve fesatlık olmadan yapıcı bir şekilde problemlerin aşılmasını istemekten başka birşey gelmiyor elimden.
             Birde kadife eldiven içinde demir bir yumruk olan tüm Türk gençliğine buradan selam olsun.....
              
              


3 Haziran 2013 Pazartesi

BU BLOGDA DİRENİŞ VAR



                      Gündüz duygu ve düşüncelerimle ilgili kısa bir yazı yazmıştım ki ardından kendini ülkesine karşı sorumlu hisseden her vatandaş gibi yapılması gerekeni yapıyorum ve '' bu blogda direniş var '' diyorum. Sizde gelin elinizi taşın altına koyun ve yapmanız gerekeni hiç olmazsa Türk olduğumuz için gurur duymayı, bu vatanın kolay kurtarılmadığını, Cumhuriyetimizin nasıl kurulduğunu, egemenliğimizin nasıl elde edildiğini hatırlayın. En kısa sürede sorunlarını çözümlemiş ve sonuca ulaşmış bir Türkiye dileğiyle

ACIYOR, ACIYOR, ACIYOR !

                      Kalbim acıyor...Güzel ülkem bu hale geldiği için kalbim acıyor, yaralanan insanlarında hiçbir fiziki acı duymadığına eminim. ATA'mın da dediği gibi,'' muasır medeniyet seviyesine çıkmış hiçbir millet'' yoktur ki acılar çekmesin. Bizler aç karnıyla, çıplak ayaklarıyla yurdunu düşmanlardan kurtarmış, yobazlıkla savaşmış bir milletiz. Gerektiği yerde, gerektiği zamanda ve gerektiği miktarda tepkisini göstermeyi bilen AYDIN TÜRK HALKIYIZ.. Kimse ama hiç kimse kendine paye çıkarıp ülkece yaşadıklarımızdan nemalanmaya çalışmamalı. Öğretmen, hemşire, asker, polis, doktor her meslek grubu ve ülkemin her insanı ( Türk vatandaşı olsun ya da  olmasın ) eşit şartlarda, kişisel hak ve özgürlüklerine saygı duyulan, düşüncelerinin açıkca ifade edilebildiği, farlılıkları nedeniyele kimsenin yargılanmadığı, bir ülkede insanca yaşamayı hak ediyor. Hiçbir vatandaşımız hakareti, yağmayı, çapulculuğu haketmezken tepkisini ifade eden halkımıza layık görülen muameleyi birgün herkesin yaşayabileceği UNUTULMAMALIDIR...